14 Mart 2013 Perşembe

Müziğe Hayat Veren Notalar

Müziğe Hayat Veren Notalar


    Hayata canlılık katmak için etrafımızda renk renk çiçekler,kişilikler ve insanlar mevcut. Ama herkesin ruhuna hayat veren, gözlerinde ki yaşa anlam katan ve kimi zaman kadehler tokuşturulurken bile arkadan usul usul çalan bir şeyi unutmamalıyız.Müziği..
    Müzik dendiği zaman eminim hepimizin aklına bir yaz akşamı,kumsalda.Etraftan toplanmış çıralar ve odunlar ile yakılmış hafif ateş,gitar ve tabi ki Haluk Levent'in Akdeniz Akşamları eşliğinde yıldızların altında romantik bir gece geliyor.Etrafımızda çok sevdiğimiz arkadaşlarımız  dostlarımız ve belkide canımızdan çok sevdiğimiz hayat yoldaşımız.Müziğin evrensel olma sebebi de hep bu değil mi zaten.Duygulara hükmetmesi.
    Çok küçük ve anlamsız notaların birleşmesiyle bir araya gelen bir şeyin bizi mutluyken bile dinleyince hüzünlendirebilmesi çok enteresan gelmiştir hep bana.Hatta Murat Kekilli'nin Bu Akşam Ölürüm şarkısı intihar gerekçesiyle bir zamanlar yasaklanmıştı bile.Bir şarkı insanı ne kadar etkileyebiliyor anlayın işte.Veya şu dansçıları ele alalım.Muhteşem koreografiler hazırlıyorlar.Birbirinden zor hareketler,taklalar vs. Müziğin olmadığını bir düşünsenize. Hepsi ne kadar anlamsız bir hale bürünürdü.Şu anda hiç işiniz yoksa açın bir dans videosu kapatın sesi ve sessizce izleyin. Oradaki o müziksiz yapılan hareketlerin ne kadar anlamsız geldiğini göreceksiniz.Peki müzik nasıl başlamıştı ve acaba o küçük notalar nasıl bulunmuştu?
    Müziğin ne zaman bulunduğu veya kimin bulduğunu bilen yok.Bunun en büyük sebebi de o zamanlar daha yazının bulunmamış olmasıdır.Hani hepimizin bildiği bir soru vardır; Kibrit mi daha önce bulunmuştur yoksa çakmak mı? Bu da onun gibi bir şey işte.İlk önce müzik bulunmuştur.Daha sonrada bunu herkes kendince kağıtlara dökmüş ve notaları keşfetmişler.Yani anlayacağınız müzik notadan değil,notalar müzikten çıkmıştır.
      Müzik her zaman evrensel bir şey olmuştur ve buda hep böyle devam edecektir.Bu güzel bir şey tabi. Kendi öz benliğimizi yitirmediğimiz sürece.Elimizde olan şeylerin değerini kaybetmeden önce anlamamız dileğiyle..
     
    
    

12 Mart 2013 Salı

Büyük Umutlar Beslenen Küçük Hayaller


Büyük Umutlar Beslenen Küçük Hayaller



    Her birimizin büyük hayalleri var ,gün geçtikçe küçülen ve somutlaşan. Hayallerimize koşarken aslında arkamızda bıraktığımız o yığında, kendi çocukluk düşlerimizin kalıntılarından kaçıyoruz.
    Hepimiz gün geçtikçe büyüyoruz ve geçmişte yaşadığımız anılarımızı zamanla unutmaya başlıyoruz.Küçükken kurduğumuz hayalleri unutuyoruz,yaşadığımız o üzücü olayları,belki ezan sesinde eve döndüğümüz için o ezan sesini bile unutuyoruz.Ama en üzücüsü küçükken kurduğumuz hayallerimizi de unutuyoruz.Çünkü büyüdükçe anlıyoruz ki çocukken kurduğumuz o hayaller aslında bizimle beraber hiçbir zaman büyümeyecek.Ve gün geçtikçe hayallerimizi somutlaştırmaya başlıyoruz.
    Ünlü bir psikologun söyleşide söylediği hoş bir söz ; "Kurduğunuz hayallere ulaşmak zorunda değilsiniz.Siz sadece hayalinizi kurun ve ona ulaşmak isteyin. Ona ulaşma çabası sizi hayatta tutan en büyük sarmaşıklardan biri olmaya yetecektir."Aslında hayata tutunma ve hedeflerimize ulaşmanın temelinde de bu var."Ulaşamayacağımız ama ulaşabileceğimize inandığımız hayaller." 
    Çoğumuz biliyoruzdur Henry Ford'u. Ford Company'nin kurucusu.Oğlu Edsel Ford 26 Mayıs 1943 tarihinde intihar etti ve ölmeden önce babasına bir mektup bıraktı.Mektupta özetle şöyle yazıyordu; "Baba.Bu güne kadar yapmak isteyipte yapamadığım hiçbir şey olmadı.Ne istersem elde ettim.Artık bir hayalim ve amacım kalmadı. Çünkü sen benim için her şeyi yapmıştın." Bir baba için bu yazıları okumak çok acı verici bir olay.Şu anda sokağa çıksanız ve önünüze gelen ilk kişiye bunu sorsanız o da oğlunun her şeye sahip olmasını ister.
    İnsanlar büyüdükçe hayata daha somut yaklaşmaya başlıyorlar ve tek düşünceleri para olmaya başlıyor.Sonra somut hayaller kuruyor ve cebindeki nakiti aklında ki hedefinden daha önemli hale getiriyor.Sonrasında da ilk fiyaskoda intihar ediyorlar.Mutsuz olan biri ne büyük hayaller kurabilir ne de aldığı en küçük bir darbede yerden kalkacak bir güç bulabilir.
    Hayaller ulaşılmak için değil,kurulmak içindir.Siz siz olun kendinize öyle hayaller kurun ki,o hayallerinize ulaşmaya çalışırken bile hayallerini paraya değişen insanlardan daha çok mutlu olun.Hayata dair daha güçlü sarmaşıklarınız olması için cebiniz değil aklınız dolu olsun :)